Hakkımda
Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde başlayan yolculuğum, yalnızca grafik tasarım eğitimiyle sınırlı kalmadı; aynı zamanda kendimi, renklerle ve biçimlerle ifade etmenin çok katmanlı yollarını keşfettiğim bir iç serüvene dönüştü. Tasarımın diliyle tanıştım; çizgilerin gücünü, boşluğun anlamını, dengede saklı olan estetiği öğrendim. Harflerle bir karakter yaratmayı, biçimlerle kimlik kazandırmayı deneyimledim.
Bu süreçte, Türkiye’nin önde gelen grafik tasarımcılarından Serdar Benli ile çalışma şansı yakaladım. Onun yanında geçirdiğim zaman, tasarımın yalnızca bir görsellik değil, aynı zamanda düşünsel bir derinlik ve stratejik bir anlatı biçimi olduğunu öğretti bana. Günümüzün birçok tanınan markasının kurumsal kimlik ve logotayp süreçlerinde yer almak; bana hem profesyonel hem de yaratıcı anlamda büyük bir zemin sundu.
Ancak kalbimde her zaman başka bir alan vardı: resim.
Resim, çocukluğumdan beri içimde kendine ait bir dünya kurmuştu. Sessiz ama derin bir çağrı gibiydi. Üniversite yıllarımda bu çağrı daha da belirginleşti. Fevzi Karakoç’un renklerle kurduğu şiirsel bağ, Ayşegül İzer’in anlatılarındaki zarafet, Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun çizgilerindeki felsefi derinlik, Bekata Özdikmen’in duyarlı yaklaşımı, Marcus Graf’ın sanata teorik bakışı ve Kaya Özsezgin’in görsel düşünceye kattığı entelektüel bakış…
Bu değerli hocalar, yolumun ışığı oldular. Onlarla kurduğum her temas, yalnızca birer bilgi aktarımı değil, ruhsal bir dönüşüm alanıydı.
Zamanla soyut resim, benim anlatım dilim haline geldi.
Planlamadığım, tasarlamadığım bir biçimde, anın içinden süzülen renklerle buluşuyorum.
Her fırça darbesi, sezgilerimin izinden giderken, rastgele gibi görünen bir denge arayışına dönüşüyor.
Öngörülemeyen bu yaratım süreci, benim için bir özgürlük alanı.
Kontrol etmeden, yönlendirmeden… sadece akışa teslim olarak yaratmanın büyüsüne kapılıyorum.
Soyutun içinde saklı olan hikâyeleri dinlemeyi seviyorum.
Renklerin çatışmasında barışı, belirsizliğin içinde ritmi,
ve bazen yalnızca bir çizginin taşıdığı duyguyu okumayı…
Sanat benim için sonuç değil, süreçtir.
Bir cevap değil, bir soru.
Ve bu sorularla yaşamayı, her seferinde yeniden başlamayı, hiç bitmeyecek bir keşfe çıkmayı seviyorum.
Bugün freelance olarak çalışıyor; grafik tasarım ve resim alanındaki üretimlerimi iç içe sürdürüyorum.
Tasarımın zihinsel disiplini ile resmin duygusal özgürlüğü arasında bir denge kurmaya çalışıyorum.
İşte bu denge, benim sanatsal kimliğimin özünü oluşturuyor.